Uğur Poyraz, TBMM’de Vatandaşların Sorunlarına Yönelik Araştırma Önergelerinin Reddedilmesine Tepki Gösterdi: “Belli Ki Memleketin Derdine Faydanız…
İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, TBMM Genel Kurulu’nda memleketin yakıcı sorunları yerine Burkina Faso, Gine ve Kongo gibi ülkelerle uluslararası sözleşmelerin görüşüldüğünü belirterek “TBMM’nin internet sitesinden baktım 28. Dönem’de Meclis’e kaç araştırma önergesi verilmiş diye. Teklif sayısı 635. Kabul edilen sayısı 5. Küsuratın küsuratı kadar. Görüşüp reddedilen araştırma önergesi sayısı: 0. Kurulan araştırma komisyonu sayısı: 1. Söylesek tesiri yok, sussak gönül razı değil, bir garip vaziyet. Belli ki memleketin derdine faydanız da, söylediklerimize merakınız da yok” dedi.
İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, dün TBMM Genel Kurulu’nda Burkina Faso ile Havacılık Hizmetleri Anlaşması’nın onaylanmasına ilişkin kanun teklifinin görüşmeleri sırasında söz aldı. Poyraz, şunları söyledi:
“Türkiye’mizin gündemi yoğun, vatandaşın derdi büyük. Beceriksizliğini, basiretsizliğini, umarsızlığını vatandaşa küfe eden iktidarın keyfi yerinde. Yoksulluk sınırı, dört asgari ücreti aşmış. Altı milyon çalışan, asgari ücretle yaşıyor. Çalışıp kazanmanın kıymeti kalmadığından memleketin yarısı borsa brokeri, diğer yarısı TikTok fenomeni.
Yargıtay’ın filanca dairesi falanca yerel mahkemeyle bir olmuş AYM’yi yok sayıp kafa tutarak, kendilerine göre hukuk türetiyorlar. Açıköğretim mezunları anayasa doktrini yazarken, devletin savcıları rüşvet ihbarı için açık mektup yazıyor. Gençlerin umudu kalmamış. Çoğu bir şekilde yurt dışına kapağı atmanın hesabını yapıyor. Gittiği okulda eğitim alamıyor. Üniversite sınavına giren beş öğrenciden biri barajı geçemiyor. Kendi dilinde 40 sorunun 25’ine cevap veremiyor. Temel matematikte 40 soruda 7, sosyal bilimlerde 20 soruda 8. Üniversiteye girse, kalacağı yer yok. Mezun olsa, gireceği iş yok. Çoğunun bir kitap alacak, bir filme gidecek, aşık olacak ne parası var ne fırsatı ne de umudu.
“ÜLKÜ OCAKLARI’NIN BİR ÖNCEKİ GENEL BAŞKANI, BAŞKENTİN ORTASINDA, GÜPEGÜNDÜZ, NAMAZDAN ÇIKARKEN KURŞUNLANIYOR. MECLİS ARAŞTIRSIN DEDİĞİMİZDE İKTİDAR KALDIR ELLERİ, İNDİR ELLERİ, İKTİDARIN OYLARIYLA REDDEDİLMİŞTİR”
İşte ana-babasının kuzusu, gencecik bir kız. Üniversite son sınıf öğrencisi Zeren. Devletin yurdunda bakımı yapılmadığı için kopan asansörde ölüyor. Meclis araştırsın dediğimizde kaldır elleri, indir elleri, iktidarın oylarıyla reddedilmiştir. Ülkü Ocakları’nın bir önceki genel başkanı. Başkentin ortasında, güpegündüz, namazdan çıkarken kurşunlanıyor. Meclis araştırsın dediğimizde iktidar kaldır elleri, indir elleri, iktidarın oylarıyla reddedilmiştir.
Her gün yeni bir vergi kaçakçısı, suç şebekesi, saadet zinciri ortaya çıkıyor. Bakanlarla, başkanlarla, mühim adamlarla fotoğrafları çıkıyor. İşledikleri suçların belgeleri, ispatları ortaya çıkıyor. Meclis araştırsın dediğimizde iktidar kaldır elleri, indir elleri, iktidarın oylarıyla reddedilmiştir. Tabi bu aralar iktidara gün doğdu, memleketin tüm meselelerine paydos. Gazze’de yaşanan insanlık suçu bir yandayken, gemileri, tankerleri doldurup İsrail’e sevkiyat yapan siz, kürsü, kamera gördünüz mü hamaset, edebiyat yapan siz. Rahip Brunson’ı tutuklayıp bedeninizi canınızı siper ederken, sonunda elleri ile teslim eden siz. Faizlerin yüzde 40 olduğu ülkemde ‘Yetkiyi verin, bu faizle nasıl uğraşılır görün’ diyen siz.
“FİNLANDİYA NATO’YA GİRDİ, İSVEÇ DE GİRSİN DİYE KANUN GEÇİRECEKSİNİZ BUGÜN YARIN”
Dolara 15 lira iken ‘Türk Lirası en düşük durumda, daha ineceği bir yer yok, vatandaş rahat olsun’ diyen siz bugün dolar 30 lira eşiğinde. ‘Başta olduğumuz sürece İsveç ve Finlandiya NATO’ya giremez’ dediniz. Finlandiya NATO’ya girdi, İsveç de girsin diye kanun geçireceksiniz bugün yarın.
Tarihimizin en yıkıcı depremini yaşıyoruz, İstanbul’da beklenen afetin kabusunu görüyoruz. Siz depreme hazırlık kanunu diye milletin malına çökmenin yasal zeminini oyluyorsunuz. Hoca verir talkını, kendi yutar salkımı diyeceğim ama sizin hocalar talkını bile prompterdan okuyor, siyasetle uğraşmaktan ezberi unutmuşlar. Memleketin en ivedi, en önemli, can yakan sorunlarını bırakın Genel Kurul’a getirmeyi, komisyonda bile görüşemiyoruz.
“28. DÖNEMDE MECLİS’E KAÇ ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERİLMİŞ…635. KABUL EDİLEN 5…GÖRÜŞÜP REDDEDİLEN ARAŞTIRMA ÖNERGESİ SAYISI: 0. KURULAN ARAŞTIRMA KOMİSYONU SAYISI: 1”
Gana’yı, Gine’yi, Kongo’yu Burkina Faso’yu görüşüyoruz. Genel Kurul’a girmeden evvel TBMM’nin internet sitesine baktım, 28. Dönem’de Meclis’e kaç araştırma önergesi verilmiş diye. Teklif sayısı 635. Kabul edilen sayısı 5. Küsuratın küsuratı kadar. Görüşüp reddedilen araştırma önergesi sayısı: 0. Kurulan araştırma komisyonu sayısı: 1. Söylesek tesiri yok, sussak gönül razı değil, bir garip vaziyet. Belli ki memleketin derdine faydanız da, söylediklerimize merakınız da yok.
“HALKIMIZ BU KONUDA DAHA İYİ BİLGİLENMİŞ OLSAYDI MUHTEMELDİR Kİ SİZE HAK VERİLİRDİ”
Hal böyle olunca düşündüm ki iktidar mensubu milletvekili dostlarımıza hem ilgi duydukları, hem istifade edecekleri bir konudan bahsedeyim. Aradım, taradım, bu konu olsa olsa ne olur diye. Sonra zannederim hepimizi buluşturacak ortak payda nihayet buldum: Penguenler. Evet penguenler. Zamanında bir penguen belgeseli konusu olmuştu, çok eleştirilmiştiniz, Halbuki penguenlerin kimi bakımlardan kimi insanlara ne kadar benzeyen canlılar olduğu daha iyi anlaşılmış, halkımız bu konuda daha iyi bilgilenmiş olsaydı muhtemeldir ki size hak verilirdi.
Mesela, bir imparator penguen 600 metre kadar derine dalabilir. Denizin bu derinliği zifiri karanlıktır, zira ışık bu derinliğe ulaşamaz. Bu derinlikte sıcaklık da çok düşüktür. Zaten penguenler kutup ikliminde, hep soğukta yaşarlar. Ama onlar hiç üşümezler. Dış sıcaklık ne olursa olsun, vücut ısıları hep aynı kalır. Keyifleri yerindedir daima. Yani penguenlere hiçbir şey olmaz. Büyük gagaları vardır ağızlarında dişleri yoktur. Bu yüzden avlarını çiğnemeden bütünüyle yutarlar. Sanki smokin giymiş gibi görünmeleri sayesinde doğadaki avcılarına yakalanmaz, hayatta kalırlar. Binlercesi aynı grupta yaşayabilir, sınırlı kaynaklarını düzenli biçimde paylaşabilirler. Buna karşılık sıkı bir hiyerarşileri vardır. Güçlülerin zayıfları ezdiği, herkesin yerini bildiği bir hiyerarşi. O zorlu doğada yaşamanın gereği de herhalde budur. Sevimli görünürler ama tehlikelidirler de. Alanlarına girilir veya besinleri azalırsa agresifleşirler. Bir başka türle çatışacak olduklarında hemen kalabalıklaşır, gürültü çıkartarak korkutmaya çalışırlar. Çok yaygara çıkartır ama kavgaya az girerler. Birbirleriyle sık sık dövüşmezler ama dövüşleri acımasızdır. Birbirlerini hem kanatlarıyla pataklar, hem de gagalarıyla deşerler. Rakiplerinin bilhassa gözünü hedef alır, onu kör etmeye çalışırlar. Kavgada yenilen her zaman dışarı atılmaz, grubun içinde yaşadığı da olur. Ama hiyerarşinin en aşağısına düşer, ilk saldırıda o yem olur. Anlayacağınız, bu penguenler hakikaten enteresan canlılardır. Ne çok benzerler insana.
“YETER Kİ MİLLETİN DERDİ DUYULMASIN, DERMANI BULUNMASIN”
Bugün Gine’nin, Gana’nın, Kongo’nun işini halledeceğiz hayırlısıyla. Dilerim peşinden sıra penguenlere de gelecek. Kanadı olup uçamayan diğer kuşlara. Başını kuma gömen devekuşlarına, pembe renkli flamingolara. Sonra belki soyu tükenmekte olan kelaynaklara, boylarından ötürü ayrımcılığa uğrayan zürafalara, su aygırlarının sorunlarına. Yeter ki milletin derdi duyulmasın, dermanı bulunmasın. Duraksız sürsün bu han-ı iştiha.”