‘Ah o eski bayramlar’ dememek için birbirimize kenetlenelim

 İyi bayramlar Muazzez Hanım. Bayram denilince aklınıza ilk olarak ne geliyor?

– Herkese iyi bayramlar diliyorum… Bayram denilince çocukluğum geliyor benim aklıma. Annemin bana bayram kıyafetleri aldığı o yıllar. Hatırlıyorum da bir bayram iki elbise birden almıştık. Ben başka elbise beğenmiştim, annem başka. Böylece iki elbisem ve iki ayakkabım olmuştu.

Yine rahmetli annemin bayram harçlıklarımı koymam için verdiği mendil geliyor aklıma. Mendil işlemeliydi. “Harçlıklarını bunun içine koy” demişti. O mendili anneme verirdim bayramdan sonra. O da bana mendilin içinden harçlık çıkarıp verirdi. Dilimden hiç düşmezdi bayram harçlıklarım. Meğer içindeki para bittikçe anneciğim yeniden koyuyormuş. Ben çocuğum, anlamıyorum ki. “Hani benim harçlıklarım” diye tutturuyordum. Boşuna demiyorlar “Bayram çocuklar için” diye…

Çocukluk yıllarınızdan hafızanıza kazınan çok özel bir bayram anınız var mı?

 Teyzem ailesiyle Balıkesir’de oturuyordu. Bir bayram oraya gittik. Onlar da bizi Erdek’e götürdü. Normalde her bayram evde olurduk, gezmeye gitmek benim için çok özel olmuştu o bayram. Çocuk yüreğimle çok mutlu olmuştum. Kuzenlerimle beraber Erdek’te denize girdiğimizi, çok eğlendiğimizi hatırlıyorum.

BU BAYRAM RUTİNİ BOZDUM, SAHNEDE OLMAYACAĞIM

Geçmişi yâd edip “Nerede o eski bayramlar” diyoruz hep. Neden sizce? Ne değişti?

– Az önce de dediğim gibi; bayram çocuklar için. Eski bayramlarımızda da biz çocuktuk. Bir de eskiden bayramlarda akrabalarımızla, dostlarımızla, komşularımızla birlikte olurduk. Yeni bayramlar, değişen hayat şartlarıyla birlikte uzun yıllardır tatil, dinlenme anlamı taşıyor. Özellikle çalışan aileler, uzun bayram tatillerini dinlenme dönemi olarak kullanıyor. Onlara da hak vermek lazım. “Ah o eski bayramlar” dememek için, kenetlenmeyi bırakmamamız gerekiyor.

Siz 9 günlük bu bayram tatilini nasıl geçireceksiniz?

 Bu bayramda çalışmak istemedim. Bildiğiniz gibi Bodrum’da bir evim var, baharı Bodrum’da karşılamak istedim, bayram öncesi evime geldim. Dekorasyonu seviyorum, kendime hediye olarak bu bayram yapay ve gerçek çiçekler aldım, onları evime yerleştirdim. Bayramı burada geçireceğim.

Bayram rutinleriniz
var mı?

– Bayram rutinim çok uzun yıllardır sahnede olmaktı. Bu bayram bu rutinimi bozdum.

BENİM TARZIM KALICI İŞLER YAPMAYA MÜSAİT

Nostalji albümlerinizle arşivlik çalışmalara imza attınız, genç nesillere de ulaşacak eserler bıraktınız. Bunun gibi farklı müzik çalışmalarınız olacak mı?

 Nostalji albümleri benim için yeni bir dönem başlattı. O zamanlar müzik sektörü yine arabesk, pop furyasındaydı. Ekip olarak cesaret edip inandık, nostalji serisini başlattık. Halkımız çok güzel karşıladı, bu seri 12 milyonun üzerinde organik tiraj yaptı. Bu rekorun kırılması imkânsız artık.

Nasıl ki kıyafette moda geçmişe dönüp tekrar aynı tarzları önümüze getiriyorsa, müzikte de artık 45’likler gibi birkaç şarkılık çalışmalar yapılıyor. Zamana uymak lazım. Her şeyde olduğu gibi müzikte de fast food dönemi var. Benim tarzım kalıcı işler yapmaya müsait. Mümkün olduğu kadar sezonluk işlerden, yani sezonluk şarkılardan uzak duruyorum. Müzikal yapmayı çok istiyorum, bir türlü kısmet olmadı. İyi bir kadroyla çalışmak isterdim. Öğrenmenin sonu yok. Yeni çalışma arkadaşlarıyla enerjilerimizi birleştirip büyük bir sinerjiyle halkımızın karşısına çıkmak isterdim.

Hazırladığınız o seri size ‘Nostalji Kraliçesi’ lakabını da getirdi. Hoşunuza gidiyor mu böyle anılmak?

– Nostalji albümlerimin başarısıyla sevgili dostum Gezegen Mehmet beni böyle anons etmeye başladı. “Nostalji Kraliçesi” dedi, halkımız da benimsedi. Yiğit lakabıyla anılır derler. Bana da bu kaldı, ben de sevdim.

KENDİME İYİ BAKIYORUM YEDİĞİME İÇTİĞİME DİKKAT EDİYORUM

Bazı kişiler yaş aldıkça güzelliğine güzellik katar, siz de onlardan birisiniz. Nedir bunun sırrı?

– Kendime mümkün olduğu kadar iyi bakıyor, yediğime içtiğime dikkat ediyorum. Mesela çok et yemem, abur cubur tüketmem. Elimde çikolata bile göremezsiniz. Genellikle günde tek öğün yiyorum. Gece hayatım yok. Alkol kullanmıyorum. Uykunun çok önemli olduğu konusunda da bir iddiam var. Cildin dinlenmesi için doğru saatlerde kaliteli uyku şart. Merak edenler uykunun evrelerini araştırsın lütfen, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklar. Uykum benim için çok önemli, günde 8-9 saat uyumaya özen gösteriyorum. Ayrıca mümkün olduğunca faydalı kozmetik ürünlerini kullanıyorum.

Yıllardır hep aynı kilodasınız. Böyle fit kalmanızın sırrı günde tek öğün beslenmeniz mi?

 Tek öğün besleniyorum ama şu nokta önemli; genellikle tencere yemeği ve sebze tüketmeyi tercih ediyorum. Öyle geceleri olur olmaz saatlerde yemek yiyen biri değilim. Olur da acıkırsam meyveyle geçiştiriyorum. Ama genetik olarak şanslı olduğumu da düşünmüyor değilim. Genlerimi anneme, babama borçluyum.

Ekmek ve makarnayı çok severim, kısıtlamadan yerim. Yemek masasında, “Kilo aldırıyor” diye ekmek yemeyenlerin yanında ekmeğimi de yiyorum. Karbonhidrattan uzak duran biri değilim. Sanırım neye çok dikkat edersen, o seni üzüyor.

YARDIMA İHTİYACI OLANLARA SON NEFESİME DEK DESTEK OLACAĞIM

Sizin çok yardımsever olduğunuzu biliyoruz. “Bir elin verdiğini öbür elin görmesin” derler ama örnek teşkil etmesi açısından konuşmak istiyorum yardım çalışmalarınızı. LÖSEV ve Mehmetçik Vakfı’na yönelik çalışmalarınız olduğunu biliyorum. Neler yaptınız bugüne kadar ve devamı gelecek mi?

– Yardım yaparken paylaşmayı sevmiyorum. Yakınlarım ve sizin gibi gazeteci dostlarım “Örnek olması için paylaşılması gerekiyor” diyor, o zaman da haklı olduklarını düşünüyorum…

Ankara-Oran’daki evimi LÖSEV’e bağışladım. Yardım konserleri de yaptım. Elimin uzandığı, yardıma ihtiyacı olan herkese son nefesime dek destek olacağım.

Sahne kostümlerimi uzun zaman önce Dolap platformunda satışa çıkardım. Amacım düğünü, nişanı, kına gecesi olup da abiye kıyafet alamayanların istedikleri kostümlerime ulaşılabilir ücretle sahip olmalarıydı. Her konserim sonrası pek çok kişiden mesaj alıyorum “Muazzez Hanım elbisenizi bana hediye edin” diye.

İstedim ki kostümlerim değerlensin, herkesin ulaşabileceği bir ücretle satın alınsın, elde edilen gelir de sivil toplum kuruluşlarına gitsin.

İlk partide Mehmetçik Vakfı’na bağış yaptım. 1 lirası bile bana gelmeden, Dolap uygulaması üzerinden direkt vakfa bağış olarak gidiyor. Sağ olsunlar Dolap da komisyon ücreti almıyor.

İkinci bölümde bağışımın Polis Vakfı’na olacağını duyurdum. Büyük Kahramanmaraş depremi olunca öncelikli olarak Kızılay’a bağış yaptım, ardından elde edilen geliri Polis Vakfı’na bağışladık. Pek çok kişiye örnek oldum. Hem bağışlar için mutluyum hem de örnek olduğum için. Benden sonra pek çok kişi kostümlerini satışa çıkardı.

AŞK ESKİ BİR YALAN

◊ Aşkı konuşmadan olmaz. Aşkın anlamını ve sizin için ne ifade ettiğini sorsak, neler söylersiniz?

– Bunun cevabını bilen var mı? Herkese göre değişiyor sanki… En iyi şairler bilir. Bu sorudan bir şarkı sözüyle kaçıyorum: “Aşk eski bir yalan, Adem’le Havva’dan kalan.” Oldu mu şekerim?

HERKES İSTEDİĞİNİ GİYSİ HALK AYARI VERİR NİHAYETİNDE

Sahne kıyafeti konusunda sizin belli bir çizginiz var. Bu anlamda meslektaşlarınızın seçimlerini nasıl buluyorsunuz?

– Şov dünyası bu, herkes ne istiyorsa onu giysin. Giyiyorlar da zaten. Halk ayarı verir nihayetinde… Ben özel hayatımda da dekolte giymem. Üşüyen bir bünyem var, hastalanmamak için kıyafetlerime dikkat ediyorum. Sahnede de fazla dekoltesi olmayan modelleri seçiyorum. Bazen model kendiliğinden ufak bir dekolte istiyor, bana yakışanı tercih ediyorum. Yaptığım müziği de dikkate alarak tercihlerimi yapıyorum.

Son dönemde ünlü erkekler arasında ‘oje’ furyası başladı. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

– Oje bence cinsiyete dair bir şey değil. Dünyadaki starlara da baktığımızda, yıllar içinde oje erkeklere en yakın makyaj malzemesi olarak kimi zaman fotoğraf çalışmalarında, kimi zaman galalarda, kısacası kamera önüne çıkarken kullanılmış. Çocuk istismarına dikkat çekmek için bile kullanılmış erkeklerde oje. Güzel amaçlara da hizmet etmiş. İsteyen istediğini yapsın, kime ne zararı var? İnsanlar birbirini çok eleştirir oldu, bu beni üzüyor…

KANUN DEĞİL PRENSİPLERİM VAR BENİM

◊ Sanat dünyası, tüm ışıltısına rağmen zorlu bir camia. Siz bugüne dek karşılaştığınız zorlukların üstesinden nasıl geldiniz? “Muazzez Ersoy kanunları”nız var mı?

– Kanun değil de prensiplerim var diyelim. Kimseye karışmam, tartışmalara girmem, doğru bildiğim yoldan şaşmam, kendime yakıştırmadığım her şeyden uzak dururum.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir